BAŞKANIMIZIN 5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ İLE İLGİLİ KONUŞMA METNİ
Tarih: 4.04.2012 23:00:00| Okunma Sayısı: 4105

      
2012 YILI 5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ KONUŞMASI

 
 Sayın Cumhuriyet Başsavcı vekilim, Sayın Adalet Komisyonu üyem, Değerli meslektaşlarım, değerli konuklar, bizi tüm etkinliklerimizde yalnız bırakmayan değerli basın mensupları hoş geldiniz sizleri en içten duygularımla selamlıyorum, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

    Mesleğimizin bugünkü seviyesine ulaşmasına katkı koyan, başta  meslektaşlarımız olmak üzere, emeği geçen herkese saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

 Geçtiğimiz yıl içerisinde Değerli meslektaşlarımız Avukat Sayın Ender CENGİZ’i ve Avukat Sayın Ali ŞEN’i kaybettik. Üzüntüsü ve acısı içimizde yaşıyor. Kardeşlerimizi saygıyla ve özlemle anıyoruz.

 Ne yazık ki 2012 yılının 5 Nisanında da Yargının ve Yargının kurucu unsuru olan Savunmanın geçmişe göre artarak çoğalan sorunları ile baş başayız.

 Adaletin dağıtılmasında, Adil Yargılamanın gerçekleşmesi için, kişilere etkili bir savunma ve hak arama görevi sunan, hiçbir gücün ve hiçbir nedenin doğrudan veya dolaylı yollarla etkisi ve baskısı altında kalmadan, bağımsız bir şekilde görevini yürüten, Hukuk Devletinin güçlenmesi ve hukukun üstünlüğünü savunan, biz avukatlar Yargılamanın ana unsurlarından olan SAVUNMA mesleğimizi, içinde bulunduğumuz tüm olumsuzluklara rağmen en iyi bir şekilde yürütme gayreti ve inancı ile görevimizi yapmaktayız.

  Avukatlığa kabulde mutlaka sınav getirilmelidir, avukatlık stajının verimli, nitelik stajyerlerin tam donanımlı şekilde mesleğine başlayacak şekilde geçirilmesi için gerekli olan tüm şartların sağlanması gerekir.

  Ülkemizde birçok meslektaşımız görevleri nedeni ile saldırıya uğramakta, Görevleri başında saldırıya uğrayan meslektaşlarımıza Avukatlık Yasasında hüküm altına alınan etkin yasal işlemler çoğu kez uygulanmamaktadır.

 Gündemde Avukatlık Yasasında yapılması düşünülen değişiklikler vardır. Daha önceden bu konudaki görüşlerimizi ilgili yerlerde dile getirdik. Şimdi yine siz üyelerimizin katkıları ile de bu konudaki ayrıntılı çalışmalarımızı yapmaktayız ve bu çalışmalarımızı Birliğimize yazılı ve sözlü olarak ileteceğiz. Biz öncelikle mevcut yasamızda var olan haklarımızın elimizden alınmaması konusunda uyanık davranmalıyız ve yine Avukatlık yasası ile verilmiş olan bazı haklarımız diğer yasalar, tüzükler, yönetmelikler emirler ile veya fiili uygulamalar ile engellenmektedir. Öncelikle bunların giderilmesi gerekmektedir. Yasanın tümünün değişmesi yerine bizce sadece gereksinim olan yerlerinde değişiklik yapılmalıdır. 

  Baromuz zorunlu müdafilik ve mağdurların haklarının korunmasından ve bu hakların daha da geliştirilmesinden yanadır. Ancak bunun sağlanması için gereken maddi kaynakların ve şartların sağlanması. Zorunlu müdafilik hizmetinin angaryaya dönüşmemesi gerekir, ücretlerin en azından asgari Avukatlık Ücreti seviyesine çıkarılmalı ve KDV alınmaması gerekmektedir.

 Devlet ve kamu kurumlarında görev yapan avukat meslektaşlarımızın, yıllardır çözülemeyen ve bugüne kadar adeta üstü örtülen kronik sorunları mevcuttur. Büyük bir özveri ile çalışan kamu avukatlarının sorunlarının başında statü ve özlük hakları ile ücretlerindeki adaletsizlik gelmektedir. Yaptıkları işle ve aldıkları riskle denk düşmemektedir. Bu nedenlerle, kamu avukatlarının statü sorunlarının çözümü için, yasal düzenleme yapılmalıdır. 20 yıl önce kamu avukatlarının ücretleri yargı mensupları ile aynı düzeyde iken bugün üçte bir seviyesine gerilemiştir. Kamu avukatları yargı görevi yaptıkları için, ücretleri de yargı mensuplarının ücretleri ile aynı seviyeye getirilmelidir.   

 Yargının kurucu unsuru olan SAVUNMA mesleğini yürüten biz AVUKATLAR ne yazık ki yargı teşkilatı içinde hak ettiği yerini alamamaktadır. Çeşitli nedenler ile savunma hakkımız kısıtlanmaktadır. Herkesçe kabul edilmektedir ki Adalet olmadan sağlıklı bir toplum düzeni kurulamaz, savunma olmadan da Adalet yerine getirilemez. Bilinmektedir ki Adil Yargılanma hakkının en temel güvencesi bağımsız savunmadır.  Biran önce Savunma, yargı teşkilatı içinde hak ettiği yerine kavuşmalıdır. Bu durum öncelikle kişiler tarafından içten gelerek kabul edilmelidir. İnanın bu kazanım sadece mesleği icra eden bizlerin değil tüm halkın ve özelliklede yargı teşkilatının yararınadır.

 Sayın meslektaşlarım,

 Devletimiz bir hukuk devletidir.

  Hukuk Devleti de Tüm eylem ve işlemleri hukuk kurallarına uygun yönetim biçimidir.

  Hukuk Devletinin sürdürülebilmesinin güvencesi de BAĞIMSIZ YARGIDIR.

 Yargıya başta siyaset olmak üzere hiçbir yerden müdahale yapılmamalıdır. Yargıya gelebilecek tüm müdahalelerin önü kesilecek şekilde önlemler alınmalıdır.
 
  Tüm kurum ve kuralları ile işleyen Hukuk Devletini yaşama geçirebilmemiz için, öncelikle Bağımsız Yargıyı eksiksiz olarak yaşama geçirmemiz gerekir.

 Bir ülkede yargı en az tartışılan bir kurum olmalıdır. Tüm bireyler bu kuruma hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde yürekten ve içtenlikle inanmalıdır. Bizlerde yargımızı bu hale getirmeliyiz.

 Yargının tam bağımsız olması, hukuk devletinin tüm kurallarının işlemesi ve hukukun üstünlüğünün başta Devlet olmak üzere, tüm kurumlar ve kişiler tarafından tam olarak kabul edilip sindirilmesi gerekmektedir. Başlangıç olarak da Hakimler Savcılar Yüksek Kurulundan Adalet Bakanının ve Bakanlık Müsteşarının ayrılması gerekir.

 Yargımıza herkesin sahip çıkması gerekir. Bu yargı tüm halkın yargısıdır, buna sahip çıkmak tüm halkın hak ve görevidir.

  Yargıda; Hakim ve Savcı eksikliği, personel sıkıntısı, fiziki ortamların yetersizliği, yargıya yardımcı olan diğer unsurlardaki eksiklikler yönünden sıkıntılar yaşanmaktadır. Görülmekte olan davaların sonuçlanması uzun zaman almaktadır. Bunların biran önce giderilmesi için gerekli önlem ve düzenlemeler yapılmalıdır. Hakim ve savcı açığı giderilmeli. Adliyede görev alan yardımcı personel eksiği giderilmeli ve hizmetin gereğine uygun olarak hizmet içi eğitimler artırılmalıdır.  Fiziki ortamların yargıya yakışır ve gereksinimlerine yanıt verecek şekilde düzenlenmesi gerekir.

 Her geçen gün yenileri eklenerek çok sayıda Hukuk Fakültesi açılmış ve açılmaktadır. Bu Hukuk fakültelerinin alt ve üst yapı donanımlarının, özellikle öğretim elemanı kadrolarının ideal düzeye çıkarılması  sağlanmalı. Gerekli planlamanın yapılıp gereksinim yok ise ve özellikle alt ve üst yapıları ile öğretim elamanı kadrolarını ideal düzeyde tamamlamamış olan üniversitelere yeni Hukuk Fakültesi açılmasına izin verilmemelidir. 

 Anayasalar bir toplum sözleşmesidir, bir anayasa oluşturulurken veya anayasa değişikliği yapılırken sadece belli bir çoğunluk değil, toplumda yaşayan tüm kesimler, tüm katmanlar kısacası herkes sayısal çoğunluğuna bakılmadan dikkate alınmalı. Anayasa hükümleri; Demokratik haklar, kişi hak ve özgürlükleri, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinin, Demokrasi yönetimlerindeki kurallara uygun olarak tüm halkın uzlaşması ile oluşturulmalıdır.

 Toplumun her kesimindeki kişiler telefonlarının dinlendiğinden ve telefonla konuşmaktan korkar oldu, Telefon dinleme tedbiri kişilerin özel hayatına bir müdahale olduğu için, kanundaki şartların tamamı oluşmadan uygulanmamalıdır. Bu tedbirin son çare olduğu dikkatten kaçırılmamak gerekir. Yine her kesiminden kişiler yasa dışı dinlemelere maruz kalmakta, yasa dışı dinlemelere karşı etkin bir şekilde mücadele yapılmalıdır. Bu durum insan haklarına ve Anayasamıza aykırı olduğu gibi, bir korku toplumu yaratmak kimseye yarar getirmez.  

 Kişilerin  suçluluğu kesin hükümle sabit oluncaya değin herkes suçsuz kabul edilmek zorundadır. Suçsuzluk karinesi, anayasamızın ve yasalarımızın güvencesi altındadır. Basın, yayın ve toplum tarafından bu kurallara özen gösterilmelidir.

 Yıllardır Eleştirilen ve kaldırılması için mücadele edilen ve sonunda kaldırılan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin yerine onu aratır şekilde Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri kurulmuştur. Bu Mahkemelerdeki yargılama usulü diğer mahkemelerden farklıdır. Bu durum yargılama birliği ilkesine aykırı olduğu gibi bu mahkemelerdeki usul ve uygulama Adil Yargılanma hakkına aykırıdır. Bu nedenden dolayı Devlet Güvenlik Mahkemeleri yerine geçen Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması gerekir.  
 
 Tutuklama müessesesi amacını aşıp, hüküm verilmeden kişileri cezalandırmaya dönüşmemelidir. Amacına uygun olarak ve en son çare olarak uygulanmalı, Tutuklulukta geçebilecek en fazla süreler makul seviyeye çekilmeli bu tür davalar daha çabuk neticelendirilmeli.
 
 Temel hak ve özgürlüklerin yurdumuzda en üst düzeyde yaşatılabilmesi için konmuş olan kurallara, herkesin en ince ayrıntısına kadar uyması gerekmektedir.

 Sorunların çözümü için herkes üstünü düşen görevini yerine getirmeli, çözme gayreti ve inancı içerisinde olmalıyız ve birlikte hareket etmeliyiz. Sorunlara değil çözümlere ortak olmalıyız. Burada bizler yaşıyoruz. Bizler çözüm için gayret ve emek sarf etmeliyiz.

 Yurdumuzda; Hukuk Devletinin, Yargı Bağımsızlığının ve Hukukun Üstünlüğünün tüm kural ve kurumları ile köklü bir şekilde işler hale gelmesi, savunmanın yargı teşkilatında hak ettiği yeri alması dileği ve istemiyle, Sayın meslektaşlarımızın Avukatlar Gününü en içten dileklerimle kutlarım.
 
 Saygılarımla. 05 Nisan 2012      

                                            Av. Rıza ALBAY
                                            UŞAK BAROSU BAŞKANI                                          

        

 

 

 


     



            

 



                                                               
          

 



 



 



 



 



17.04.2024
AV. EMİN COŞKUN
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.